Arnavutköy’de yapımı devam eden 3. Havalimanı inşaatında büyük vurgun iddiası gündemi sastı. Birgün gazetesinin bugünkü ‘Havalimanında büyük vurgun’ başlıklı manşet haberinde, ‘3. Havalimanı ihalesinde sahanın deniz seviyesinden yüksekliği 105 metre olarak belirlenmişken, 3 milyar avro olan hafriyet giderinden kısmak için kot farkı 75 metreye indirilmek isteniyor’ denildi.
Hiçbir çevresel etkinin değerlendirilmediği, tüm hukuki mücadelelere rağmen geçen ay temeli atılan 3. Havalimanı inşaatında büyük vurgun ortaya çıktı. BirGün yazarı ve CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, ihalede havalimanı sahasının deniz seviyesinden yüksekliği 105 metre olarak belirlenmişken, 3 milyar avro olan hafriyat giderinden kısmak için nasıl 75 metreye indirildiğini yazdı.
3 Mayıs 2013 tarihinde dünyanın en büyük ihalelerinden biri yapıldı. İstanbul’un Kuzey Ormanlarına yapılacak 3. Havalimanı ihalesini 22 milyar 152 milyon avro veren Limak-Cengiz-Kolin-Mapa-Kalyon Ortak Girişimi aldı.
17 ve 25 Aralık tarihlerinde yapılan yolsuzluk operasyonlarında yine dünya tarihinin bilinen en yüksek tutarlı rüşvetlerinden birisinin 3. Havalimanı ihalesi için verildiği iddia edildi.
Fezlekede Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla 3. Havalimanı müteahhitlerinden 630 milyon dolar rüşvet topladığı ve bu paranın ATV-Sabah Medya Grubu’nun satın alınmasında kullanıldığı iddia edildi.
ATV-Sabah İddianamesine yansıyan dinleme tutanaklarından aklımızda kalan 630 milyon dolarlık rüşvet havuzunu organize ettiği iddia edilen Mehmet Cengiz’in “Milletin A…. Koyacağız!” sözü oldu.
Kot Vurgunu
3. Havalimanı ihalesinde katılımcı firmaların tekliflerini etkileyen iki temel belirleyici vardı: Hazine garantisi ve havalimanının kotu, yani deniz seviyesinden yüksekliği. Her iki konuda da büyük vurgun yapılıyor.
Bu hafta Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarından biri olan 3. Havalimanı inşaatı işindeki kot vurgununu açıklayacağım.
3. Havalimanı’nın yapılacağı yerde 160 metre yüksekliğe ulaşan tepeler ve -37 metre derinliğe inen göletler ve çukurlar bulunuyor. İhale şartnamesinde havalimanının deniz seviyesinden ortalama 105 metre yükseklikte olması öngörülmüştü.
Bu durumda 160 metreye varan tepelerin traşlanması ve -37 metre derinliğe inen devasa çukurların doldurulması gerekiyordu. Projenin ÇED raporuna göre havalimanı inşaatında öngörülen hafriyat miktarı 2,5 milyar metreküptü. İstanbul’un bütün hafriyatı 20 yıl boyunca buraya taşınsa bile yetmiyor.
Bu, projenin öngörülen sürede bitirilebilmesi için dışarıdan toprak taşınmasını gerektiriyor. Proje boyunca hafriyata harcanacak para yaklaşık 3 milyar avro. Yani projenin en ağır maliyet kalemi.
İhaleye katılmayı düşünen büyük inşaat şirketleri bu durumu çok iyi biliyor. İhale öncesinde havalimanı inşaatı ile ilgili “Soru-Cevap Kısmında” kotun düşürülüp düşürülmeyeceğini soruyor. İhaleyi yapan Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü kotun düşürülmeyeceğini söylüyor. Bunu bir de yazılı soruyla soruyorlar. DHMİ kotun düşürülmeyeceğini tekrar söylüyor.
Şu günlerde bütün bürokrasi ve iş dünyası 3. Havalimanının kotunun 30 metre düşürüldüğünü konuşuyor. Deniz seviyesinden ortalama 105 metre yükseklikte olması gereken havalimanının yüksekliği ortalama 75 metreye indiriliyor. Yetkililer sorulan sorulara kaçamak cevaplar veriyor.
Aldığım bilgilere göre kotun düşürülmesi konusunda müteahhit firmaların büyük baskısı var. Bu baskının Erdoğan aracılığıyla yapıldığını tahmin etmek güç değil. Bu ve benzeri şaibeli işlemleri kabul etmeyen Ulaştırma Bakanı hasta. Hastanede yatıyor. Bürokratlar kot düşüklüğüyle ilgili imza atmak istemiyor. Emekliliği veya istifayı düşünen bürokratlar var.
3. Havalimanı’nın proje alanı yaklaşık İstanbul’un Beyoğlu, Bayrampaşa veya Zeytinburnu ilçeleri kadar. Kotu düşürerek müteahhite ihale sonrasında sağlanacak maliyet avantajının boyutunu kafasında canlandırmak isteyenler Beyoğlu, Zeytinburnu veya Bayrampaşa ilçesinin tamamını 30 metre yükseltmek için ne kadar para harcanması gerektiğini düşünsün.
Projenin ilk haliyle yaklaşık 3 Milyar avro olan hafriyat maliyeti kotun 30 metre düşürülmesiyle yaklaşık 1 Milyar avro’ya iniyor. Yani bir tek işlemle müteahhitlerin cebine 2 Milyar Avro para konuluyor.
Edimin İfasına Fesat
Türk Ceza Kanunu’nun 236. Maddesi’ne göre “… Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi …” suç teşkil ediyor.
Şartname ve sözleşmede 105 metre yükseklikte öngörülen havalimanı kotunu 75 metreye indirerek müteahhitlere 2 milyar avro kaynak aktarılması Türk Ceza Kanunu’na göre ‘edimin ifasına fesat karıştırma’ suçunu oluşturuyor. Çünkü havalimanının kotunun düşürüleceği ihale öncesinde diğer şirketler tarafından bilinse verilecek teklif en az 2 Milyar Avro daha yüksek olacaktı. Ortada en az 2 milyar avroluk kamu zararı var.
Bu durum hem Ulaştırma Bakanının, hem de bu değişikliğe imza atacak bürokratların da uykusunu kaçırıyor. Eğer Başbakan bu işlemin yapılmasını çok istiyorsa işlemleri kendisi onaylamalı ve Bakana ve bürokratlara yazılı talimat vermelidir.
Hava Mania
Havalimanının yüksekliğinin düşürülmesi sadece hukuki sorunlar çıkarmıyor, teknik sorunları da beraberinde getiriyor. Havalimanlarının çevresinde bulunan binalar belirli yüksekliği aşamıyor. Bu yükseklik sınırına ‘hava mania hattı’ deniyor. Hava mania hattını aşan binalar uçuş güvenliğini ciddi biçimde tehlikeye sokuyor. Havalimanının yüksekliği 30 metre düşünce etrafındaki bütün binaların yüksekliğinin de 30 metre düşmesi gerekiyor.
Bu durum havalimanının etrafına bina yapmayı düşünen inşaat şirketlerini çok rahatsız ediyor. Onlar da Ulaştırma Bakanlığı’nın bu operasyonuna karşı Çevre Şehircilik Bakanlığı’nı devreye sokuyor. Orman yağmacıları, Bakanlıklar üzerinden rant kavgasına girişiyor.
Sözün özü Mehmet Cengiz sözünü tutuyor. “Milletin a…. koymaya” devam ediyor.
Birgün/AYKUT ERDOĞDU