Site icon Arnavutkoyden.com | Güncel Arnavutköy Haberleri

Soğuk algınlıklarına karşı alternatif çözüm

 Kış mevsiminin yaklaşması ve havaların soğumasıyla birlikte soğuk algınlığı, nezle ve gribal enfeksiyonlara karşı doğal bitkiler de alternatif korunma yöntemi olarak öne çıkıyor.

Hemen hemen her çarşıda rastladığımız aktarlarda satılan, zencefil, adaçayı, ıhlamur, papatya çiçeği ve kekik gibi bitkiler, ya soğuk algınlığına, ya gribal enfeksiyona ya da nezle gibi hastalıklara karşı vücudun direncini artırarak insanların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

Doç.Dr Abdullah Kayın, gribe karşı kuşburnunun yanı sıra zencefil, havlıcan, ıhlamur, adaçayı, kekik bitkilerin de etkili olduğunu kaydetti. Bu bitkilerin birlikte kaynatılması gerektiğini ifade eden Tekin, şöyle konuştu: “Bunları beraber kaynatırlarsa sanırım mikrop öldürücü ve dezenfektan olarak gribe karşı iyi bir etken olmuş olabilir. Çörekotu yağından günde sabah ve akşam bir çay kaşığı alındığınızda çok iyi bağışıklık sistemini güçlendirirsiniz ve insanlar buna karşı koruyucu bir önlem almış olur. Yine bunun yanı sıra polen dediğimiz ama hakiki polenin de gripten koruyucu özelliği var. Kişilerin normal beslenmelerinde alamadığı vitamin ve mineralleri tamamlar. Poleni, 3-5 ay günde bir çay kaşığı kullanan kişiler kolay kolay grip veya bu tür enfeksiyonlara yakalanmazlar.”

Soğuk algınlığına karşı papatya, adamayı ve nane

Kayın, soğuk havaların başlamasıyla soğuk algınlığına karşı da tedbirli olunması gerektiğini dile getirdi. Soğuk algınlığına maruz kalan bir kişinin vücudunun herhangi bir bölgesinde iltihaplanmaların olabileceğini ve buna karşı da papatya, adamayı ve nane karışımını önerebileceğini aktardı.

Bu üç bitkiyi kaynatmadan demlenmesi halinde günlük 2-3 bardak içilmesi gerektiğinin altını çizen Tekin, “Günde 2-3 bardak içildiği taktirde vücuttaki iltihaplara karşı hem koruyucu hem de temizleyici önlem alınmış olur” dedi.

Zamanında kullanılmayıp, daha sonra bayatlamış bitkilerin kullanılması halinde yan etkisinin olabileceği uyarısında bulunan Kayın, şöyle devam etti: “Böyle bitkilerin mutlaka yan tesirleri vardır. İnsanlar çok iyi bir zamanda kaliteli bir bitki kullanmaları lazım. İnsanlar güvenilir aktarlardan alışveriş yapsınlar. Bitki taze olmalı. O bitkinin fiziksel, kimyasal özelliklerini alabilecek olan kişilerin bunları çok iyi idrak etmesi, tanıması lazım. Yoksa kullanım açısından olsun, tedavülden kalkmış bitkiler olsun maalesef piyasada görüyoruz. Bunlara çok dikkat etmek lazım. Eğer bu özelliklere gereken özen ve ihtimam gösterilirse bitkilerin bir yan tesiri yoktur.”

 

Exit mobile version