Anaokuluna ya da ilkokula yeni başlayacak çocuğu olan ailelerin, çocuklarının alışma ve uyum süreçlerine dair endişeleri var. Eğer sizin de, çocuğunuzun okula başlamasına ve uyumuna ilişkin endişeleriniz varsa, bu yazıya mutlaka göz atın.
Motive Psikolojik Hizmetler Aile Danışma Merkezi uzmanlarından Psikolog Pınar Akdemir Gandur, çocuklar için sancılı olabilecek okula uyum sürecinde, anne ve babaların nelere dikkat etmeleri gerektiğini sıraladı.
Gandur, her yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile birlikte, çocuklar ve aileler için zorlu bir dönemin başladığı, bu dönemde çocuklarda bazen beklenen bazen de beklenmedik tepkiler görülebildiği konusunda aileleri uyardı.
Anaokuluna gitmenin amacının çocuğu ilköğretime hazırlamak olduğunu belirten Gandur, bu açıdan bakıldığında aslında çocuk anaokuluna ne kadar hazır değilse aslında o kadar çok okul öncesi eğitim alması gerektiğini; eğer çocuk annesinden ayrılamıyorsa, özbakım becerilerini geliştiremediyse, kurallara uymakta zorlanıyorsa, davranış sorunları varsa, dil gelişimine ilişkin problemler yaşıyorsa, özel eğitim almaya başlamadan önce okul öncesi eğitime başlamasını, ailenin 2-3 ay çocuğu gözlemledikten sonra bu sıkıntılar geçmez ise uzmanlara başvurmalarını önerdi.
Gandur ailelere yönelik uyarılarına şöyle devam etti;
“Okula ilk adım sürecini kolaylaştırmak için, anne- babaların öncelikle kendilerinden emin olması, kendi aralarında net ve tutarlı davranmaları ve hem eğitimcilere hem de uzmanlara güven duyabilmeleri oldukça önemli.
Bazen çocuklar okula gitme konusunda ailelerine zorlu saatler yaşatabilirler. Anne ve babalar çocuklarını okula bırakırken ya da okuldan alırken çocuklarının çeşitli protestolarıyla karşılaşabilirler. Çocukların okula gitmeyi reddetmelerine bazen baş ve mide ağrısı ya da mide bulantısı gibi fiziksel şikayetler de eklenebilir. Bu nedenle gideceği okul netleştikten sonra, okuldaki klasik bir gününün nasıl geçeceği konusunda çocuğunuzu bilgilendirin. Çocuğunuzun kafasındaki belirsizlik ne kadar az olursa, ilk günleri o kadar rahat geçecektir. Ona birçok şey öğreneceğini, arkadaşları ile birlikte yeni bir sürü faaliyet yapacaklarını söyleyin.
İlk gün okula annesi ve babası ile birlikte giden çocuk kendisini daha çok güvende hisseder. Ailelerin çok önemli bir işi yoksa okulun ilk günü çocuklarına eşlik etmeliler. Hatta eğer mümkünse okul çıkışına da birlikte gitmeleri, çocuklarını mutlu eder. Okul sonrasında ailecek beraber bir aktivite yapmak (yemeğe gitmek, parkta oyun oynamak gibi) ve okulun ilk günü hakkında sorgulayıcı olmadan sohbet etmek çocuğu rahatlatır.”
Gandur, okula başlamanın zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazır oluş ve olgunluk gerektirdiğini; bu hazır oluşun kronolojik yaştan çok, çocuğun gelişim düzeyi ile ilgili olduğunu vurguladı.
Okula hazırlığın değerlendirildiği birçok envanter ve testin mevcut olduğunu, anaokulu ya da ilkokul 1. sınıfa başlayacak olan çocukların duygusal ve zihinsel olarak okul olgunluğunun değerlendirilmesi için, ailelerin uzmanlardan yardım alabileceğini, bu testler ile 5 ve 6 yaş düzeyindeki çocukların duygusal ve zihinsel olarak okul olgunluğu ölçümünün bilimsel metodlarla yapıldığını belirtti.