İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle ‘İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi-2019’ kamuoyu ile paylaşıldı. Arnavutköy için ilgi çekici sonuçlar çıktı.
Proje kapsamında İstanbul ilçelerine özel olarak analizler ve haritalamalar yapılarak, İstanbul’un 39 ilçesi için ‘İlçe Olası Deprem Kayıp Tahmini Kitapçıkları’ üretildi. Olası bir depremde ilçe ve mahallelerdeki bina hasarları, olası can kaybı ve yaralanmalar, altyapı hasarları ve geçici barınma ihtiyacı gibi bileşenler analiz edilerek rapor haline getirildi.
Kitapçıklarda, ilçelere ait genel bilgiler ile bina, altyapı ve nüfus bilgileri; üretilen analizler ve senaryo depremler neticesinde hesaplanan kuvvetli yer hareketi parametreleri baz alınarak hesaplanan olası hasarlı bina sayısı, olası can kaybı ve yaralı sayısı ile bunların mekânsal dağılımları; doğalgaz, içme suyu ve atık su şebekelerinde oluşması muhtemel hasarlar ve geçici barınma ihtiyacı bilgileri yer aldı.
OLASI BİNA HASARLARI İLÇE BAZLI OLARAK ORTAYA KONULDU
39 ilçeye ait Kitapçıklarda, olası bir 7.5 büyüklüğündeki İstanbul depreminde ortaya çıkacak bina hasarları ve geçici barınma ihtiyaçlarının büyüklüğü dikkat çekti.
Arnavutköy’de 2 bin, Ataşehir’de 3 bin, Bağcılar’da 10 bin, Bakırköy’de 6 bin, Beyoğlu’nda 4 bin 200, Büyükçekmece’de 9 bin, Çatalca’da 2 bin, Esenler’de 5 bin, Fatih’te 15 bin, Kâğıthane’de 2 bin, Kartal’da 4 bin, Küçükçekmece’de 13 bin, Sancaktepe’de 3 bin, Silivri’de 9 bin, Tuzla’da 7 bin, Üsküdar’da 4 bin yapıda orta ve üstü hasar meydana gelmesi bekleniyor.
Avcılar’da 35 bin, Başakşehir’de 13 bin 500, Beylikdüzü’nde 27 bin, Çekmeköy’de 4 bin, Esenyurt’ta 67 bin 410, Gaziosmanpaşa’da 14 bin, Kadıköy’de 17 bin, Maltepe’de 20 bin, Pendik’te 28 bin, Ümraniye’de 16 bin, Sarıyer’de 6 bin 600, Sultangazi’de 10 bin, Şile’de 900, Zeytinburnu’nda 31 bin hane için, geçici barınma ihtiyacı ortaya çıkacak.
Yapıların Bahçelievler’de yüzde 83’ü, Bayrampaşa’da yüzde 91’i, Beykoz’da üçte ikisi, Güngören’de yüzde 90’ı, Şişli’de yüzde 92’si 20 ve üstü; Beşiktaş’ta yaklaşık yarısı, Adalar’da yarıdan fazlası, Eyüp’te ise üçte biri 40 ve üstü yaşta bulunuyor.
ARNAVUTKÖY 7.5 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREMDEN NASIL ETKİLENECEK?
Raporda, 7.5 büyüklüğündeki İSTANBUL senaryo depreminde, Arnavutköy’deki binaların ortalama %78’inin hasar görmeyeceği, ortalama %15’inin hafif, %5’inin orta, %1’inin ağır ve %1’inin de çok ağır hasar görmesinin beklenildiği ifade edildi. Arnavutköy’de, analiz edilen toplam 31.948 binadan, ağır ve çok ağır hasarlı binaların aldıkları deprem hasarının, onarılamayacak boyutta olabileceği ve bu hasar seviyelerindeki binaların yıkılıp tekrar yapılmasını gerektireceği; öte yandan, orta hasarlı binaların da onarım yerine yıkılıp yeniden inşası çoğunlukla daha uygun olacağı yine raporda öne çıkan detaylardan oldu. Senaryo depreminde, Arnavutköy’deki binaların ortalama %6’sının (yaklaşık 1.988 bina) orta ve üstü seviyede hasar göreceği, yaklaşık 29.960 binanın ise, hasarsız veya hafif hasarlı olması beklendiği ortaya konuldu.
ARNAVUTKÖY’DE CAN KAYBI BEKLENMİYOR
Raporda yer alan bilgiler ışığında, olası bir Büyük İstanbul Depremi’nde, Arnavutköy’de hasarlara bağlı can kaybı yaşanmaması bekleniyor. Depremin, en kötü senaryo olan gece meydana gelmesi halinde, Arnavutköy’de can kaybı ve ağır yaralı olmayacağı ve 34 kişinin de hastane şartlarında tedavi görmesi gerekebileceği öngörülmekte. Deprem sonrasında hasar gören binalarda durulamayacağının ön kabülü ile, yaklaşık 5.815 hanelik acil barınma ihtiyacının ortaya çıkacağı tahmin edilmekte.
Raporda, deprem sonrasında İski ve İgdaş hatlarında doğabilecek onarım ihtiyaçları ve hasar tahmini de yer aldı.
“RİSKİ AZALTMAK İÇİN 2000 YILI ÖNCESİ YAPILAN YAPILARA ÖNCELİK VERİLMELİ”
Çalışma raporunda, Arnavutköy’de yapılması gerekenlere işaret edilirken şöyle denildi:
Bu çalışma ile Arnavutköy’deki öncelikli risk bölgeleri ve kritik mahalleler ortaya konmuş ve
karar vericilerin afet riskini azaltmaya yönelik tüm adımlarında yol gösterici nitelikte veriler
üretilmiştir.
Bu doğrultuda alınabilecek önlemler açısından ilçenin kentleşme karakterine bakıldığında,
Arnavutköy’ün yerleşim dokusu olarak görece seyrek bir yapıda ve saçaklanmış şekilde
geliştiği ve yapıların büyük oranda 1-4 kat aralığında yer aldığı görülmektedir. Bunda,
ilçenin yüzölçümünün büyük bir kısmının ormanlık ve yapılaşma olmayan alan olması rol
oynamaktadır. Yapı yaşları baz alındığında ise yapıların yaklaşık yarısının 2000 ve öncesi
yıllarda inşa edildiği tespit edilmiştir. Deprem kaynaklı riskin azaltılmasına yönelik eylemlerde, önceliğin bu yapı grupları olması gerektiği düşünülmektedir. Risk azaltma eylemleri planlanırken de tekil yapı ölçeğinde değil, en azından ada bazlı veya bölgesel yaklaşımların benimsenmesi önemlidir. Üstyapı odaklı çözümlemelerin yanında, altyapı sisteminin de sürdürülebilir ve dayanıklı nitelikte olması bütüncül bir çözümleme için gerekli görülmektedir.
Yapısal eylemlere ek olarak, ilçe genelinde uygulanabilecek eğitim, farkındalık ve görünürlük çalışmaları ile vatandaşların afet riski farkındalığının ve bireysel önlem seviyelerinin arttırılması, riskin azaltılmasında kritik öneme sahiptir .
Çalışma rapor linki
Haber: arnavutkoyden.com/Engin AKPINAR