UÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Tolga Çavaş, ışıklar Askeri Hava Lisesinden Hava Öğretmen Üsteğmen Çetin Akca’nın yaklaşık 1,5 yıl önce yüksek lisans eğitimi sırasında kendilerine gelerek, toplum arasında eşek sütünün kansere karşı iyi geldiği yönündeki bilgileri aktardığını ve bu konuda çalışma yapmak istediğini ilettiğini söyledi.
Bunun üzerine Akca’nın yanı sıra laboratuvarda görevli Prof. Dr. Nilüfer Çinkılıç, Dr. Özgür Vatan, Dr. Dilek Yılmaz ve yüksek lisans öğrencisi Huzeyfe Huriyet ile çalışma başlattıklarını belirten Çavaş, “İyi bir planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde faydalı olup olmadığını hücreler üzerinde denedik. Güzel sonuçlar aldık. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
“Eşek sütü, kanserli hücreleri ölüme sürükledi”
Akca da eşek sütünün yararlarının antik çağlardan bu yana bilindiğini dile getirdi.
Bu sütün geçmişte çok kullanıldığını hatta yaşlılığa karşı insanları koruyup güzelleştirdiğine inanıldığını aktaran Akca, “Son dönemlerde ise özellikle ülkemizde kansere iyi geldiği söyleniyor. Avrupa’da ise kozmetik ürünlerde çok kullanılıyor fakat baktığınızda bunlarla ilgili bilimsel veri bulmak çok zor” ifadesini kullandı.
Akca, araştırmalarında eşek sütünü toz haline getirip bunu kanserli hücreler üzerinde denedikleri bilgisini verdi.
“Sonuçta, sağlıklı hücrelere zarar vermeyen dozlarda kanserli hücrelerin apoptoz yoluyla intihar ettiğini gördük. Yani deneylerimizde, eşek sütü, kanserli hücreleri yüzde 50-55 ölüme sürükledi. Bunu diyebiliriz. Bilimsel ilk veri, bu çalışmalarımızda ortaya konuldu. Akciğer kanseri ve sağlıklı akciğer hücreleri hatları üzerinde bu çalışmayı yaptık, güzel sonuçlar aldık ama şöyle diyebilirim; bu bir ilk aşama. Bunu halkımız hemen yanlış anlayıp da ‘Bunu hemen içelim’ demesin. Halkımızın bunu doktor tavsiyesi olmadan kullanmasını istemiyoruz. Daha işin ilk aşamasındayız. Daha sonra hayvanlar ve insanlar üzerinde denendiğinde halkımıza ‘kullanılabilir’ diyebiliriz.”
Araştırmanın ilk aşamasının tamamlandığını, bundan sonra farelerde eşek sütünü deneyeceklerini bildiren Akca, bundaki lizozim enziminin anne sütündekinden 3 kat daha fazla olduğunu belirtti. Bunun çok önemli bir özellik olduğuna değinen Akca, “İnek sütünde yok denecek kadar az. Yani eşek sütünü pastörize etmenize gerek yok. Çünkü lizozim enzimi var. Bakteriler oraya yaklaşamıyor. Onlar korkuyor. Bir de laktoferrin proteini var. Bu, yara iyileştirmede ve bir çok kanser tedavisinde kanıtlanmış protein. Bunların eşek sütünde fazla olması, ürünü önemli kılan özellikler” değerlendirmesinde bulundu.