POSTMODERN YOLSUZLUK NASIL OLUR?
Taşı yontmak Türkiye’deki sistemi yontmaktan daha kolaydır. Ülkemizde neden politikacılara güven yoktur? Siz bunun sebebini düşüne durun sizinle biraz Belediyecilik üzerine konuşmak istiyorum. Eskiden her gün bir Belediye başkanı hakkında bir yolsuzluk haberi görürdük, halk olarak bu olup bitenlere haberi izlerken tepkimizi ve kızgınlığımızı ortaya koyardık.
Haliyle siyasetçilerimiz buna kesin bir çözüm getirmeyi de ihmal etmediler. Yani halkımız sinirlenmesin diye yolsuzluk yâda şaibeli yönetim anlayışını ortadan kaldırmak için çok başarılı bir çalışma içine girdiler. Son birkaç yıldır bazı Belediyelerde pek göze çarpan yolsuzluk olmadığını biliyoruz.
Sizce hırsızımız profesyonel bir hırsız mı oldu? Yoksa hırsızlıktan mı vazgeçti? İşte bu soruların cevaplarını sizinle birlikte arayalım.
Bazı Belediyelerde her şey normal görünüyor ama anormal olan bir durum var ki o da şu: Bütün ihaleler çok şeffaf ve dürüst bir şekilde yapılıyor. İşte tam burası benim dikkatimi çekti gerçekten her şey bu kadar şeffaf ve dürüstçe yapılıyor mu?
Bu konu ile ilgili birkaç gazeteci arkadaşımla biraz beyin jimnastiği yaptık pek bir şey çıkmadı. Şunu düşündüm biz gazeteciler olaya belki de hep haberci gözüyle baktığımız için olayı net görmüyor olabiliriz. Gazeteci arkadaşlarımla bu konuyu konuşmaktan vazgeçtim. Çok eski bir siyasetçi büyüğüme bu konuyu bir sohbet sırasında açtım. Onunla bu konuyu konuşurken benim asıl öğrenmek istediğim çarkın nasıl döndüğüydü.
Sizlerinde bildiği gibi ülkemizde iki kişi bir araya geldi mi eninde sonunda konu döner dolanır, vatanı kurtarmaya gelir. Bizde masa başında biraz ülke kurtarma girişiminde bulunduk. O siyasetçi büyüğümle konuları konuştukça olup bitenlere inanmak çok zor ama hepsi gerçek olduğunu kendisinden dinledikçe şaşırıp kaldım.
Nasıl mı? İşte böyle.
Türkiye de herhangi bir Belediyeyi ele alalım o Belediyenin yol, alt yapı, inşaat ve benzeri ihalelerini yaparken meclis kararlarını nasıl aldığını ve hangi yöntemleri kullandığını duydukça şaşırmamak mümkün değil. Bazı Belediyelerin bu konularla ilgili meclis kararlarında dönen hileler işte bu şekilde yapılıyor. Belediye, bölgeye yapılacak işlerin meclis kararını alınırken, yapılacak bu işlerin ihale tarihleri belirlenir ve ihale için başvuruları genelde diğer ilçe ve illerden gelen teklifler kabul edilir. Sebebine gelince asıl olay işin detayında saklı bırakılıyor.
Yapılacak olan işlerin kararı çıktıktan sonra Belediye yönetimi bir ihale tarihi açıklıyor. Bu ihale tarihleri sırasında komşu ilçe ve diğer illerdeki firmalar birinci plana alınıyor. Sebebi ise yabancı firma görünümünü sağlamak ve halka daha inandırıcı olmak adına bu girişimler yapılıyor. Her şey çok şeffaf ve çok dürüstçe yapılıyor havası veriliyor.
İhale günü geldiğinde ihaleye katılan firmalar orada hazır bulunur en ucuz fiyatı veren firma ihaleyi almış oluyor. En ucuz fiyatı da yine başkanın adamlarından biri vermiş oluyor. Çünkü fiyatı sadece onlar biliyor, başkasına işi kaptırmamak için daha önceden o firma zaten bilgilendirilmiştir ve konuya vakıftır. Alınan işler sayesinde temiz bir siyaset yapıldığını ve temiz bir hizmet modeli uygulandığını düşünürüz.
Biz vatandaş olarak bu tür durumlarda çok duygusal davranıyoruz aman başkanımıza bir bakın ne kadar temiz ve ne kadar güzel işler yapıyor. Adam daha ne yapsın ihaleyi son ana kadar bir kuruş aşağıya çekmek için elinden geleni yaptı. Evet, gerçektende öyle oldu. Çünkü ihale yine başkanın kendi adamlarına kaldı. Başkasına gitmedi ki. Bizim yerel siyasetçilerimizde işin raconunu çoktan öğrenmişler. Neyi nasıl yapacaklarını ve hangi işi kime vereceklerini onlar daha önceden belirliyorlar. Şimdi konumuzun başına tekrar geri dönelim.
Ülkemizdeki sistemi yontmak taşı yontmaktan daha kolaydır. Bu sözü sizinle paylaşırken asıl söylemek istediğim şey taşı yontarsınız şekil alır değişmez ama sistemi yontmaya gelince hamur gibidir şekilden şekle girebiliyor. Bazı yerel ve genel politikacılar bu ülkenin yontulan taşlarını işte böyle satıyorlar. Bundan haberiniz var mı? Belediyecilikte dönen hizmet modeli işte bu şekilde yapılıyor. Buna Avrupai üslupla şöyle denilir, postmodern yolsuzluk.
Salih SÜTLAN
Sitede yayınlanan köşe yazıları ,yazarlarının kişisel görüşlerini yansıtmaktadır.