[vc_row][vc_column][vc_column_text]
Arnavutköy ilçesine yapılması planlanan projelere bir yenisi daha eklendi.Terkos Deniz Suyu Arıtma Tesisi ve Derin Deniz Dejarı projesinde ÇED süreci başladı.
ARNAVUTKÖY ilçesi Kuzeyde Karaburun Köyü-Evkaf Kumluğu Mevkii, Güneyde Terkos Mahallesi-Açıkkum mevkiindeki İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafıdan yapılması planlanan Terkos Deniz Suyu Arıtma Tesisi ve Derin Deniz Dejarı için ÇED (Çevresel Etki Süreci) sürecinin başladığı duyuruldu.160.000 m2 alan üzerine kurulması düşünülen ve toplam 600.000.000 TL maliyet biçilen proje ile denizden alınacak suyun içme suyuna dönüştürülmesi hedefleniyor.
KARADENİZ’DEN GÜNDE 200.000 M3 İÇME SUYU ÇIKARILACAK
Projede modüler olarak Denizden Suyu Arıtma Sistemi ve ters osmoz sistemi
kurulması planlandığı vurgulandı. Ters ozmos teknolojisi sayesinde, çözeltilerin yüksek basınç altında pompalanarak tuz ve diğer kirliliklerin tutulması suretiyle suyun arıtılması sağlayan bir teknoloji.
Suyun filtre edilmesinden sonra eklenecek kimyasal içerikli maddelerin pH dengesini sağlamasıyla içme suyu olarak su kullanılabilecektir.Arıtma Tesisine 400.000 m3/gün debi ile su girişi olacak ve 200.000 m3/gün temiz arıtılmış su içmesuyu şebekesine bağlanacak. Çıkan 200.000 m3/gün atık su ise Derin Deşarj ile tekrar Karadenize verilecek.
TERKOS GÖLÜNE ALTERNATİF
Projenin bölgede yapılma nedeni olarak Terkos Gölü potansiyelinin uzun vadede risk oluşturması ve azalan su kaynağına bağlı olarak yeni su kaynaklarına ihtiyaç doğması olduğu belirtiliyor.Tesisin bu bölgeye yapımını kolaylaştırdığı varsayılan etken ise deniz suyu temin edilecek Karadeniz’in tuz oranının düşük olması olarak gösteriliyor.Bölgenin,İstanbul’daki endüstriyel faaliyet alanlarına uzak olması ve böylece hamsu kaynağı kalitesinin diğer kıyı bölgelerine oranla daha iyi olması da bir diğer etken.
ÖZEL HABER:Arnavutkoyden.com/Engin Akpınar
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_toggle title=”DENİZ SUYU ARITMA NEDİR? RİSKİ VAR MI?” style=”round_outline” color=”peacoc” open=”true” el_id=”1462007084790-2f5e9fef-bd6a” css=”.vc_custom_1462007316069{background-color: #ededb1 !important;}”]Su, yaşam için en temel gereksinim. Buna karşın yaklaşık 900 milyon kişinin temiz suya erişimi yok.Her yıl yaklaşık 3.6 milyon insan kirli su kullanımı sonucu yakalandıkları hastalıklardan ötürü ölüyor. Dünya’nın varlıklı kesimlerinde insanlar henüz susuzluk ile tanışmamış olsalar bile temiz su kaynaklarının hemen hemen her yerde hızla tükendiği birçok çalışma tarafından belirtiliyor. Bu su kıtlığına karşı en temel çözümlerden biri tuzlu suyun arıtılması olarak görülüyor. Zira Dünya’da bulunan suyun sadece %0.014’ü içilebilir kaynaklar iken, yaklaşık %97.5’i tuzlu. Sahip olduğumuz bu bol kaynağı kullanabildiğimiz takdirde su sorununu uzun bir süre ortadan kaldırabiliriz.
Çözülmesi gereken sorunlar
Deniz suyu arıtmak beraberinde birkaç sorun getiriyor. Örneğin yüksek hacimde arıtma yapabilen tesisler büyük miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Bu yüzden enerji konusunda ciddi sorun yaşayan ülkelerde tuzlu su arıtma tesisleri kurmak bir hayli zor. Dahası fosil yakıt kullanan tesisler sera gazı salınımına ciddi katkılarda bulunuyor. Küresel sera gazı salınımıyla tetiklenen iklim değişikliği ise karşılığında temiz su kaynaklarını tehdit ediyor.
Bir başka ciddi sorun arıtmadan sonra çıkan atık su ile yaşanıyor. Arıtılan sudan geriye tuz ve mineral oranı yüksek atık su kalıyor ve tesisler bu atık suyu doğaya geri veriyorlar. Az miktarda salınan atık su çevreye bir zarar vermeden doğaya karışıyor. Fakat yaygın bir şekilde arıtma yapılan bir bölgede bu atık suyun önlem alınmadan çevreye salınması mümkün değil. İşlenmesi veya saklanması ise fazladan iş gücü ve yatırım gerektiriyor. Dolayısıyla su kıtlığını çözebilecek miktarda tuzlu su arıtabilmek için atık suyun yönetimi önemli bir konu.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen deniz suyunun arıtılması, var olan su kıtlığı karşısında gerçek bir çözüm. Araştırma ve geliştirmeye aktarılacak yeterli bütçelerle atık suyun idaresi için uygun çözümler bulunabilir. Yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeler sayesinde enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıtlardan vazgeçilebilir. Kısa vadedeki en iyi çözüm ise insanları su tasarrufu konusunda bilinçlendirmek. Bu sayede aşırı nüfus artışı, küresel ısınma, tutumsuz kaynak kullanımı yüzünden yarattığımız su kıtlığını çözmek için bilime umut bağlamamız gerekmeyebilir.(wikipedia)[/vc_toggle][/vc_column][/vc_row]