SON DAKİKA

Arnavutköyden Manşet HaberlerBölgeden HaberlerGüncel Haberler

3. Havalimanının yeri belli ancak bölge halkının soruları yanıtsız kaldı

İstanbul’a yapılacak 3. havalimanının yeri geçen haftalarda belli oldu ancak bölge halkının soruları yanıtsız kaldı.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2023 projelerinden İstanbul’a 3. havalimanının ayrıntıları ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi’nin beş aylık çalışmalarının sonucunda havalimanının Karadeniz sahiline;Terkos Gölü’ne yakın bir yere kurulmasına karar verildi.

İlk etapta 100 milyon yolcu kapasiteli düşünülen havalimanı Başbakan’ın talimatıyla 120 milyona çıkarıldı. Arnavutköy-Göktürk-Çatalca yollarının birleştiği kavşaktaki 3.500 hektarlık bölgeye yapılacak havaalanının 6 pisti bulunacak. Dış dokusu Edirne’deki Selimiye Camii’nin İslam-Osmanlı motifinden esinlenerek yapılacak havalimanının, 3. köprü ile aynı sürede bitirilmesi hedefleniyor.

Yeni havalimanı; terminal binası, pistler, aktarma istasyonu, tamir tesisleri ve hangarlar ile hava taşımacılık tesislerinin bulunduğu 5 önemli tesisten oluşacak. 350 m x 1500 m’lik bir kullanım alanıyla asmakatı da olan 6 katlı bir binadan oluşacak havalimanı, 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu ile entegre olacak. Yap-işlet-devret modeli ile yapımı planlanan havalimanı ihalesine 2013 yılı bitmeden çıkılacak. Yapımında 100 bin kişilik istihdam oluşturacak havalimanı, ayırt edici şekli ile uzaydan görülebilecek. Yeni havalimanı alt-üst yapı, ulaşımı, yolcu ve yük kapasitesi ile birlikte dünyadaki en modern ve büyük havaalanlarından biri olacak. Böyle büyük bir havaalanı kurmanın arkasında yatan en önemli etken İstanbul’un uluslararası havacılık piyasasındaki rolünü ileriye taşımak ve Ortadoğu, Avrupa ve Kuzey Afrika için bölgesel merkez haline getirmek.

İstanbul’a kurulması planlanan 2 yeni şehir ve 3. havalimanı için 1 Temmuz-12 Kasım 2011 tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Vural ve İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) Direktörü, Başkan Danışmanı İbrahim Baz yönetiminde, BİMTAŞ işbirliği ve finansal desteği ile bir çalışma ekibi kuruldu. Kent planlama, kentsel tasarım, mimarlık, peyzaj mimarlığı, coğrafya, jeoloji, sosyal bilimler ve bilgisayar destekli tasarım (animasyon) disiplinlerinden oluşan bu ekip, Kent Plancısı ve Mimar Urban Green Global Yöneticisi Sidney Rasekh (AIA) başkanlığında, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Gürcan Büyüksalih ve Mimari Koordinatörü Dr. Gülhan Benli yardımcılığında çalıştı. Çalışmalar sonucunda İstanbul’da yapılması düşünülen havalimanının yeri ve özellikleri belirlendi. Arnavutköy sınırları içerisinde bulunan Tayakadın’da yapılması planlanan yeni havaalanının bu bölgede inşasında en önemli etken 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu. Bölgedeki en önemli ulaşım kararı, 3. köprü ile bağlantılı olması düşünülen bağlantı yolu. Bu otoyol, proje alanının güneyinden geçiyor. Ayrıca proje alanı içerisinde, bu yol ile bağlantılı olması düşünülen bir otoyol kavşağı bulunuyor. Kuzey Marmara Otoyolu olarak adlandırılan bu yol, İstanbul’un batı sınırında bulunan Kınalı mevkiinde TEM Otoyolu kavşağında başlıyor. Kömür ocakları mevkiinden devam ederek İstanbul boğazını bir asma köprüyle geçiyor. Daha sonra Paşaköy Mevkii’nden geçerek, Gebze civarında İzmir otoyolu ayrımına ulaşıyor. Garipçe ve Poyrazköy, Boğaz çevresinde 3. köprünün ana bağlantı noktaları. Havalimanı maksimum bir milyon nüfuslu yeni bir öneri kentle çevrelenecek.

YENİ HAVALİMANINDA NELER OLACAK?

5 km x 7 km boyutunda toplam 3 bin 500 hektarlık alanda kurulacak.  Havalimanıyla bağlantılı 1.100 hektarlık ileri teknoloji endüstri ve ticaret alanı bulunacak.

Uçuş yolları sesi en aza indirgeyecek şekilde konumlanacak. Terminal binası yeşil bina olarak tasarlandı.

Cam zarf kullanımı, terminal binasının ortasında maksimum gün ışığı girişi sağlayarak yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor. Terminal binası elektrik kullanımını en aza indirgemek üzere maksimum derecede kullanan ‘akıllı bina’ olacak.

Elektrik ve ısıtma ihtiyaçları, havalimanının ürettiği çöplerin çoğu kullanılarak merkezi ısıtma ve güç üretim birimiyle karşılanacak.

Havalimanının 5 önemli tesisi bulunacak; terminal binası, pistler, aktarma istasyonu, tamir tesisleri ve hangarlar ile hava taşımacılık tesisleri.

350 m x 1.500 m’lik bir kullanım alanıyla asmakatı da olan 6 katlı bir bina, düşük seviyede varış ve ikinci bir seviye de havalanma seviyesi olmak üzere toplam 4 terminal, yetkililer ve yönetimin kullanımı için asmakat bulunacak.

Büyük bir alışveriş tesisi, üst 3 katta 5 yıldızlı oteller, ticari ofis binaları, ticari fuar alanı bulunacak.

Uluslararası finans ve ticari işlemler için ‘özel ekonomik bölge’ kurulacak.

Rüzgarın hızını asgariye indirecek bir aerodinamik şekilde tasarlanacak.

Dış dokunun tamamı elektrik kullanımının karşılanacağı, güneş kolektörü görevi yapacağı galvanik dokuyla kaplanacak.

Havalimanına ait jumbo-jetlerin iniş ve kalkışlarına uygun 3,5-4 km uzunluğunda Karadeniz’e paralel olan 4 pist ve Karadeniz’e dik uzanan 2 pist olmak üzere toplam 6 pist bulunacak.

Uçuş yolları direkt olarak önerilen kentin üzerinden uçmayı önleyecek şekilde konumlandırılacak.

Terminal, raylı sistem aracılığı ile Taksim’e bağlanacak. Bu raylı sistem, eski demir yolu hattının güzergâhından geçirilecek. Toplu taşıma aracılığıyla İstanbul’un tüm bölgelerinden ulaşım sağlanacak. Taksim’den havalimanına 15 dakikada ulaşılacak.

Yüksek hızlı tren, havalimanındaki aktarma istasyonunda sonlanacak. Buna ilaveten, aktarma istasyonunda Havaalanı Metrosu, Boğaz’dan üçüncü geçişi sağlayan raylı sistem, HavaRay, kent merkeziyle bağlantıyı sağlayan otobüs hatları ve otopark bulunacak.

Bölgeye gönderilen bilgilendirme ekibi bölge halkının sorularını yatsız bıraktı

Tüm bu çerçevede bakıldığında inanılmaz kapsamlı bir proje olan 3. havalimanı ile ilgili ulaştırma ve denizcilik bakanlığı tarafından bölgeye gönderilen ve bölge halkı konuyla ilgili bilgilendirme ekibi bir çok soruyu cevapsız bırakınca bölge halkı mevcut projeye tepki gösterdi. Bölge halkının yapılacak asıl sorduğu soru bizim kaderimiz ne olacak? Biz bu bölgeden gönderilecek miyiz? Devlet kamulaştıracağı alanlar için ne kadar bedel ödeyecek?

Bölge halkının en çok tepki gösterdiği konuların başında ise Akpınar köyü toprakları olarak dikdörtgen olarak havalimanı projesinin içinden olup bu toprakların havalimanı dışından bırakılarak kimlere tahsis edildiği? Tarım ve hayvancılıkla uğraşan bölge halkı bu bölgelerden çıkartılacak mı? Terkos barajına yakın kurulacak olan bu havalimanlarının Terkos barajına zararı ne olacak? Bölgenin doğa dokusu bozulacak mı ?

Bu ve buna benzer bir çok sorularının yanıtsız bırakması bölge halkı tarafından tepkiye neden oldu. Bakanlık tarafından bölgeye bilgilendirme amacıyla gönderilen ekip bu sorunların cevabını ilgili kurumlar tarafından verilecektir deseler de kimseyi inandıramadılar. Bölgede yaşayan birçok vatandaşa konun içeriği hakkında verilen bilgilinin yeterli olup olmadığını sorduğumuzda ise hiç kimse konuyu anlamadığını verilen belginin yetersiz olduğundan şikayetçi

Peki bölgedeki ormanların durumu ne olacak?

Bu konuda havalimanının yapılacağı bölgenin yaklaşık % 85’nin orman vasfında arazi olduğu gerçeği var.Radikal’e konuşan Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu şunları sözleri:
Prof. Ayanoğlu: Bu ormanları çok arayacağız
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Çevre ve Hukuk Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu, eski maden sahalarının halen orman vasfında olduğuna değinerek şunları söyledi:
“Kemerburgaz’dan Terkos’a kadar tüm Rumeli’de 3 bin hektarlık bir orman alanı madenciliğe tahsis edildi. Projenin ne kadarı projeye isabet ediyor, tam olarak arazide ölçüm yapmadan bilmek zor. Ancak en fazla 1000 hektarlık alana denk geldiğini tahmin ediyorum. Kalanı tamamen orman. Sonuçta netice değişmez. Eski maden sahası da olsa, gölet de olsa önemli olan topraktır. Eski maden sahaları orman olabilir. Ancak Formula pisti, havalimanı gibi tahsisler olduğunda artık ebediyen ormana dönüşmez. Maden sahalarının som ormanlardan farkı yok. İşte bu büyük kayıptır. Yarın çok ararız bunları. ‘Krater’ demek bir demagojidir. Bıraksalar madenciler eski haline getirecek. Ama bırakmıyor. Çünkü (İstanbul’da süren inşaatlardan çıkan hafriyatlar için) dolgu yeri gerekiyor, İstanbul açık bir şantiye. Zaten krater gibi olan yerlerin peşindeler.” (Radikal)

arnavutkoyden.com/ Salih SÜTLAN

Benzer Haberler